top of page

EkimKasım

2009

Takvimler Kasıma, mevsimler kışa döndü. Aklımda hep ege var. Zambakları ve kekik kokusuyla Ege. Denizinde gün be gün eridiğiniz o muazzam coğrafya. Burada olmanın anlamını düşünüyorum. Düşünüyorum ve bir sonuca varamıyorum. Burada mutluyum. En önemlisi huzurluyum. İstanbul nasıl da tüketiyordu beni. Onca sevmeme rağmen. Dur demenin zorluğu. Ya da umudun antropolojisi. bUnu düşünen oldu mu şimdiye kadar? İnsanların genlerini bir takım buzdolaplarında biriktirmenin akla sığar yanı var mı? Laisse tomber. Özlediğim kişilerin listesi. Beril. Duygu. Bihter. Melike. Ayça. Cihan. Oytun. Teyzem. Felix. AUgusto ve Naz. Başka? Birileri daha olmalı. Benjamin? Onunla konuşmayı özledim evet. Ama kendisini değil. Gene Hunters filmindeki o kadını karşıma alıp önce ağzına sıçmak, sonra da tokatlamak istiyorum. Belki o zaman o çarpık ağzını kapatır. Lanet olası bilim insanı. Bugün Leuven'de durak tabelasına yapıştırılmış bir çıkartmada Artists Suck yazıyordu. Deliler gibi güldüm. Umudum bu insanlar. Gerisi şaçmalık

 En son  
 yazılar
bottom of page