top of page

Alışmak

Bir aydır evden eve gitmekten, evden markete gitmekten başka bir şey yapmadık. Bir kere dondurmacıya gittik, çok heyecanlandık. Bahar geldi bu yıl ama yapayalnız. Çıplak ağaçlar önce beyaz, pembe, sarı, mor oldu. Sonra rüzgar esti çiçekleri döküldü. Bir ay önce üzerinde cılız ağaçların kırık lekeler gibi beklediği caddeler, sokaklar sokaklar yemyeşil şimdi. Bahar her yıl nasıl olduysa yine öyle oldu. Hışımla, kararlı ama hiç üzerinde kafa yormadığı oluşuyla geldi, herşeyi değiştirdi. Sadece insan yoktu tanıklık etmek için. Doğanın yalnız, insansız baharı.

Olacak şey mi? Oldu işte. Dondurmacıya gitmek günün en önemli olayı oldu.

Her şeye bu kadar hızlı alışıyor olmak insanı hem korkutuyor, hem de rahatlatıyor.

İnsan beyni ne acayip. Bir hayatta kalma taktiği olmalı bu.

Boş ver diyor geçmişi. O yok artık. Şimdi bu var. Adapte ol. Eski hayal edip durma. Yeniye odaklan. Yeni tehlikeler, yeni fırsatlar. Ancak böyle hayatta kalabilirsin. Mağaralardan ve geceleri tekinsiz gölgelerle dolu ormanlardan çıkıp şehirlerde yaşamaya başlamış olsak bile beynimiz hala aynı. Geçmiş korkuların izlerini saklıyor en derin köşelerinde. İşte hepimiz buradayız. Bin yıllar, yüzbin yıllar önce adapte olmuş, karar üzerine karar almış ve doğru kararlar almış, bize çok ama çok uzakta kalmış o insanlar, o insanlar oldukları için buradayız. Onlarda dünyamız hem aynı, hem alabildiğine değişik.


 En son  
 yazılar
bottom of page