top of page

Sultan Süleyman'a Kalmadı Bu Dünya. Bize ne oluyor ki?

Yetişkin hayatının tamamını komünist Çekoslovakya’da geçirmiş ama bundan içten içe hep nefret etmiş bir adam hayal ediyorum. Bu adam, Bratislava’nın bugünkü halini hayal edebilir miydi?

Çakma Chanelsiz yer kalmasın

Bisikletleri ver son model tramvayları, her yeri dövmeli gençleri ve craft birahaneleri, süs havuzunun kenarında oturmuş, muhtemelen bir türk veya faslı tarafından yapılmış dürümler yiyen Slovak insanları düşünebilir miydi? Bir zamanlar bu toplum onları önemli bulmuş olduğu için şehrin çeşitli yerlerine tumturaklı heykelleri dikilmiş bir takım insanların önünde Japon turistler, yaşlı almanlar, emeklilik günlerini Avrupa’da gezerek geçiren yarı cahil Amerikalılar selfieler çekiyorlar şimdi.

İnsan bulunduğu noktayı tarihin en önemli anı sanma yanılgısına düşüyor hep. Kendi hayatının da o tarihin merkezi. Oysa bir adamın çok ciddiye aldığı problemlerine çözümler bulmaya çalıştığı minnacık evinin, veya pek şatafatlı evinin yerinde bir McDonalds, bir süpermarket ya da bir ayakkabıcı dükkanı bulunuyor şimdi. Bir zamanlar tarihi değiştireceğine inanılan komünist konuşmaların yapıldığı gri, hüzünlü binaların cephelerini hipster reklamları örtüyor.

Böyle böyle onyıllar, yüzyıllar geçiyor ve tarih kocaman ayaklarıyla, hep ileriye bakarak ve hep kendinden önce geleni ezip geçerek, umarsızca ilerliyor. Nereye gittiğini tam da bilmeden.

Bir zamanlar kendini önemli saymış, şu evrende yeri doldurulamaz olduğu yanılgısına düşmüş herkesle alay ederek.

 En son  
 yazılar
bottom of page